Açıklama

Her setin bir hikayesi var…

Dome Meydanı, şehrin kalbinde atıyordu. Meydanın ortasında muazzam bir kubbe bulunuyordu ve bu kubbenin etrafında geniş bir alan, insanların buluştuğu, alışveriş yaptığı ve birbirleriyle vakit geçirdiği bir mekan haline gelmişti.

Bir gün, Dome Meydanı’nda genç bir ressam olan Aylin, renkli tablolarını sergilemek için bir stant açtı. Aylin’in eserleri, meydanı renklendiren bir güzellik katıyordu. Genç kadının yanı başındaki stantta ise genç bir müzisyen olan Caner, hüzünlü melodileriyle insanların dikkatini çekiyordu.

Aylin ve Caner, meydanın kalabalığı içinde birbirlerini fark ettiler. Aylin’in tabloları, Caner’in müziğiyle adeta bir uyum içindeydi. İkilinin eserleri, Dome Meydanı’nın ortasında birbirine karışarak bir büyü oluşturuyordu. Gökyüzü, Aylin’in renkli tuvallerinden ilham alıyor, güneşin altında parlıyordu.

Bir gün, Aylin, Caner’in yanına yaklaştı ve birbirlerine ilham kaynakları olduklarını keşfettiler. Caner, Aylin’in tablolarına dokunarak melodilere dönüştürmeye başladı. Aylin, Caner’in müziğiyle boyalarını dans ettiriyor, Dome Meydanı’nda bir sanat şöleni oluşturuyorlardı.

Zamanla, bu iki genç sanatçı arasında sadece sanatsal bir uyum değil, aynı zamanda kalplerinde yanan bir aşk da filizlenmeye başladı. Dome Meydanı, onların birbirlerine olan hislerine tanıklık etti. Birlikte geçirdikleri günler, renkli tablolar ve hüzünlü melodilerle dolu anılarla süslendi.

Bir gün, Caner, Aylin’e Dome Meydanı’nın altındaki romantik bir kafede buluşma teklif etti. O akşam, meydanın ışıkları altında, Aylin ve Caner, aşklarını birbirlerine resmettiler. Dome Meydanı, onların başlayan aşk hikayesine tanıklık etmiş, renklerle ve melodilerle dolu bu meydan, artık aşkın sembolü olmuştu.